TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Osman”ın mağdur İsmail”e yönelik eyleminin sübutu kabul, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanıkla mağdur arasında ticari ortaklıktan kaynaklanan anlaşmazlık bulunduğu, sanığın olay günü, telefonla aradığı mağduru tehdit ettiği, bunun üzerine mağdurun sanık hakkında gerekli işlemleri başlatması için avukat S.. Ö..”in bürosuna gittiği, mağduru dinleyen Selami”nin, şikayet dilekçesi yazmak üzere bilgisayarının başına geçtiği sırada, açık olan büro kapısından içeri giren sanığın, elinde bulunan sopa ile 3 kez mağdurun baş bölgesine, birer kez de mağdurun göğsüne ve sol eline şiddetle vurduğu, mağdurun baş bölgesinde parietal kemikte hayat fonksiyonlarını orta (2) derece etkileyen lineer kırık, sol elde hayat fonksiyonlarını orta (3) derece etkileyen, 3.ve 4. metakarp kırığı, göğüste hayat fonksiyonlarını hafif (1) derece etkileyen 9. kot kırığı oluşturduğu, tüm kırıklar birlikte değerlendirildiğinde hayat fonksiyonlarını ağır (4) derece etkileyen ve yaşamsal tehlikeye yol açacak şekilde, sanığın mağduru yaraladığı, tarafsız tanık konumunda bulunan avukat …., ile büro çalışanı N. K. olaydan sonra kollukta ve Cumhuriyet Savcılığında verdikleri ifadelerinde, sanığın, avukat ….., ve dışarıdan gelen ancak açık kimlikleri tespit edilemeyen 2 kişinin müdahalesi üzerine, eylemini tamamlayamadan olay yerinden kaçtığını beyan ettikleri olayda;
Sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu gözetilmeden, sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK.nun 44. Maddesi gereğince aynı eylem nedeniyle oluşan birden fazla netice sebebiyle ağırlaşan yaralamada sanığın, en ağır netice doğuran artırım nedeninden sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle, sanık hakkında TCK.nun 87/l. Maddesinin (d) bendinin uygulanması halinde ayrıca aynı kanunun 87/3 maddesiyle artırım yapılamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sanık hakkında kurulan hükme yönelik aleyhe temyiz bulunmadığından CMUK.nun 326/son maddesi gereğince, sanığa hükmedilen 5 yıl 20 ay hapis cezası, miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 25/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.