Yargitay-4-Ceza-Dairesi-2020-11910-Esas-2021-3341-Karar-Sayili-Ilami


Kişilerin huzur ve sükununu bozma – Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/11910 Esas 2021/3341 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11910
Karar No: 2021/3341
Karar Tarihi: 08.02.2021

Kişilerin huzur ve sükununu bozma – Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/11910 Esas 2021/3341 Karar Sayılı İlamı

Sanık, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve somut delil bulunmaması ve mağdurun uğradığı zararın maddi olmaması gibi sebeplerden dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebi reddedilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda kovuşturma evresi geçilmiş olan dosyalar bakımından yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hüküm, sanığın temyiz nedenleri uygun görüldüğü için bozulmuştur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi, 21/2. maddesi
5271 sayılı CMK’nın 231/6., 251/3. maddeleri
7188 sayılı Kanun’un 24., 31. maddeleri
6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi
4. Ceza Dairesi         2020/11910 E.  ,  2021/3341 K.

    “İçtihat Metni”


    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre sanığın yokluğunda verilen kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese yapılması gerektiği, tebligat yapılamaması halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi gereğince MERNİS adresine tebligat yapılması gerekirken, sanığın bildirdiği son adres yerine doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın geçersiz olması karşısında, öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyizin süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü.
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    1- Sanığın aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmemesi ve nişanlısı olan temyiz dışı sanık …’nın, katılanı kendisinin aradığı yönündeki tevilli ikrarı karşısında, sanığın atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delil bulunmadığı anlaşılmakla beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    a) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı dosyaya yansıyan somut (maddi) bir zarar oluşmaması ve mağdurun uğradığı manevi zararın da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, CMK”nın 231/6. maddeleri uyarınca, engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “katılanın şikayetçi olması, sanığın sabıkalı geçmişi ve kişilik özellikleri” biçimindeki kanuni ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    b) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun”un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK”nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
    Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun”un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK”ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
    Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa”nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
    Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun”un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
    Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK”ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK”nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa”nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK”nın 7 ve 5271 sayılı CMK”nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    c) Dosyada yapılan yargılama gideri miktarının 20 TL”nin altında olması nedeniyle 6352 sayılı Kanun”un 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK”nın 324/4. maddesi uyarınca, yapılan masrafların Hazine üzerinde bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesin 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.