TÜRK MİLLETİ ADINA

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05/11/2012 tarih 2012/16500-62664 sayılı yazısına istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/11/2012 tarih 2012/285480 sayılı Kanun Yararına bozma talebi ile;
Ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan hükümlü H.. S.. hakkında 765 sayılı TCK 464/1, 51/1, 59/2 maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildikten sonra 4616 Sayılı Bazı Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine bu cezanın infaz edilmeksizin hükümlü hakkında şartla tahliye kararı verildiği, karar tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin suç işlenmeksizin geçirilmesi nedeniyle Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2006 tarih 2006/33-62 sayılı kararıyla kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de, düşme kararı ancak kesin hükümle sonuçlanmamış davalar hakkında verilebileceği, hükümlünün şartla tahliye edilmiş olması sebebiyle davanın düşürülmesine karar verilmesinde isabet bulunmadığından hükmün Kanun Yararına Bozulması talep ve ihbar edilmiştir.
Hükümlü H.. S.. Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/1999 tarih 1999/172-175 sayılı kararıyla; kavgada ölene el uzatmak suçundan 765 sayılı TCK.nun 464/1, 51/1, 59/2 maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu kararın 07/04/2000 tarihinde kesinleşmesi üzerine ceza fişi düzenlenerek infazı için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdii edildiği, 20/12/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasanın ¼ maddesi gereğince 10/01/2001 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye kararı verilmiştir.
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması talebi üzerine dosyayı yeniden esasa alan Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesi 14/06/2005 tarih 1999/72-175 sayılı ek kararıyla eylem yaralama olarak kabul edilip 5237 sayılı TCK.nun 86/2, 29 ve 62 maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine usul hükümlerine aykırılık gerekçesiyle kararın bozulup mahkemesine dönmesi üzerine bu kez aynı mahkemenin 22/03/2006 tarih 2006/33-62 sayılı kararyla 4616 sayılı Yasanın ¼ maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verilmiş olup, yasal yollara başvurulmaksızın 30/03/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Hükümlü adli sicildeki mahkumiyet kaydının silinmesi talebinde bulunduğu, Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 31/03/2009 tarih 2009/90 değişik iş sayılı kararla 3682 sayılı Adli Sicil Yasasının 8/1-c maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün adli sicilden çıkartılmasına karar verildiği, bu hükümde itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adli sicilden çıkarma kararına karşı Adalet Bakanlığınca Kanun Yararına Bozma talebinde bulunmuştur; Dairemizce 06/07/2012 tarih 2012/3612-5563 sayılı karar verilmiştir.
II-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı kesinleşen mahkumiyet hükümleri hakkında şartla tahliye kararı verildikten sonra, dava zamanaşımı geçtiği gerekçesiyle düşme kararı verilmesine yasal imkan bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
22/12/2000 tarihinde yürürlüğe giren 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava Ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 4758/1 sayılı Yasanın maddesiyle değişik ¼ maddesi gereğince “23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesince öngörülen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı 10 yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girilmiş olmakla beraber dava açılmamış ise davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir, varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir.”
“Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir.Bu süre erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz, açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere; kesin hükümle sonuçlanmış olan davalardan erteleme kararı verilmesi veya zamanaşımı süresi içinde suç işlenmediği gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin hükümle sonuçlanmış mahkumiyetlerde 647 sayılı İnfaz Yasası gözönünde bulundurularak 4616 sayılı Yasadaki şartlı af düzenlemesi nazara alınmak suretiyle infaz işlemi yapılacaktır. Dolayısıyla Kanun Yararına Bozmaya konu teşkil eden ve kesin hükümle sonuçlanan Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2006 tarih 2006/33-62 sayılı kararının Yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, Kanun Yararına Bozma kararı vermek gerekmiştir.

IV-SONUÇ VE KARAR:

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulüyle, Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2006 tarih 2006/33 Esas 2006/62 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına (BOZULMASINA),
Gereğinin mahalli mahkemesince yerine getirilmesi için dosyanın Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 19/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.