Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11370 Esas 2022/3736 Karar Sayılı İlamı
           4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11370
Karar No: 2022/3736
Karar Tarihi: 02.03.2022            
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11370 Esas 2022/3736 Karar Sayılı İlamı
Kanun maddeleri:
– Sigortacılık Kanunu 30/17
– Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesi
– Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nin 17. maddesi
4. Hukuk Dairesi 2021/11370 E. , 2022/3736 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 12/09/2019 tarih 2019/İHK 11726 sayılı  kararının davalı vekili tarafından  temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
	Davacı vekili 01/07/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada davalının …’si olduğu aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletle çarpışması sonucu  başvuranın yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL  tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 55.661,42  TL’ye   yükseltmiştir.
	Davalı  vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
	Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre başvuranın talebinin kabulüne 55.661,42 TL  tazminatın 30/11/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalı … kuruluşu tarafından başvurana ödenmesine, 
karar verilmiş; bu karara davalı vekili, İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir.
	 Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından İtirazın reddine
 karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
	1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı  vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair 	temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
	2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
	Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. 
	Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; 01/07/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak  hükme esas alınan Ankara Atatürk  Eğitim ve Araştırma Hastanesi  tarafından düzenlenen  12/01/2018 tarihli raporda, davacının maluliyeti %21 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde  Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellerin kullanılması gerekirken,  raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı belli değildir. 
        Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, kaza tarihinde yürürlükte olan   Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, Adli Tıp Kurumu veya en yakın üniversite hastanesinin adli tıp ana bilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
 Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinde “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen  işler  için  hesaplanan  vekâlet  ücretinin  beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 
SONUÇ:  Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle  davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.