Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2010-1352-Esas-2012-110-Karar-Sayili-Ilami


Kasten Öldürmeye Teşebbüs – Olası kastla yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2010/1352 Esas 2012/110 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2010/1352
Karar No: 2012/110
Karar Tarihi: 17.01.2012

Kasten Öldürmeye Teşebbüs – Olası kastla yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2010/1352 Esas 2012/110 Karar Sayılı İlamı

Gebze Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karara göre, sanık Aydın’ın mağdur Sabri’ye ateş ederek yaraladığı ve zararın ağırlığı dikkate alındığında 9-15 yıl aralığında bir ceza verilmesi gerektiği, ancak sanığa sadece 10 yıl hapis cezası verildiği ve bu sebeple ceza tayininin eksik olduğu belirtilmiştir. Ayrıca gerekçede tahrikin hafif değerlendirildiği ancak cezada üçte bir oranında indirim yapıldığı için bir çelişki olduğu vurgulanmıştır. Mağdur Sabri’nin yaralanmasının kemik kırılmasına yol açtığı ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği belirtilmesine rağmen bu durumun göz önüne alınmadığı için denetime imkan verecek şekilde karşılaştırma yapılarak lehe olan hükmün belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, sanık müdafiinin öldürmeye teşebbüs suçu yönünden yasal savunmaya, eksik soruşturmaya, haksız tahrikin derecesine, olası kastla yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise 5237 sayılı TCK’nun 35., 29. ve 87/3 maddeleri ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nun 86/1, 3-a-e
1. Ceza Dairesi         2010/1352 E.  ,  2012/110 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No : 1 – 2010/25256
    MAHKEMESİ : Gebze Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 09/06/2009
    NUMARASI : 2007/314 (E) ve 2009/206 (K)
    SUÇ : Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Olası kastla yaralama

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin öldürmeye teşebbüs suçu yönünden yasal savunmaya, eksik soruşturmaya, haksız tahrikin derecesine, olası kastla yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    a) Sanığın, mağdur Aydın’a tabanca ile ateşi sonucu, sol omuz ön ve arka taraftan olmak üzere giriş-çıkış, sağ meme başı üst iç kısmından giriş, jugulumun 3-4 cm. alt kısmında giriş-çıkış deliği olacak, hayat fonksiyonlarını ORTA (3) derecede etkileyecek skapula kırığına ve yanaktaki sıyrık nedeniyle yüzünde sabit ize neden olup, mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı olayda; 5237 sayılı TCK.nun 35. maddesiyle uygulama yapılırken, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak, 9-15 yıl aralığında makul bir ceza tayin edilmesi gerekirken 10 yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini,
    b) Gerekçede, tahrikin derecesinin hafif olarak değerlendirildiğinin ve asgari oranda indirim yapıldığının belirtilmesine karşın, cezanın dörtte birinden dörtte üçünce kadar indirim öngören TCK.nun 29. maddesiyle uygulama yapılırken, üçte bir oranında indirim yapılarak gerekçe ile uygulama arasında çelişki yaratılması,
    c) Hükme esas alınan mağdur Sabri hakkındaki Fatih Devlet Hastanesinin 12.09.2006 tarih ve …. protokol nolu raporuna göre, yaralanmanın vücutta kemik kırılmasına yol açtığının ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının anlaşılması karşısında, suç tarihinde yürürlükte olan
    5237 sayılı TCK.nun 87/3 maddesiyle suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK.nun 86/1, 3-a-e, 87/3, 21/2 maddeleri de göz önüne alınarak, denetime imkan verecek şekilde karşılaştırma yapılarak, lehe olan hükmün belirlenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, CMUK.nun 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA) 17.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.