Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2010-2553-Esas-2013-2447-Karar-Sayili-Ilami


Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2010/2553 Esas 2013/2447 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2010/2553
Karar No: 2013/2447
Karar Tarihi: 25.03.2013

Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2010/2553 Esas 2013/2447 Karar Sayılı İlamı

Sanık Coşkun, eski eşi Fethiye ile ilgilenen mağdur Feti’ye hakaretleri nedeniyle ateş ederek yaralamıştır. Mahkeme, sanığın eyleminin öldürmeye yönelik olduğunu ve mağdurun tahrik edici söz ve eylemlerine rağmen yaralamayı seçmesinin farklı bir ceza gerektirdiğini belirtmiştir. Sonuç olarak, sanık Coşkun, TCK’nın 29. maddesi uyarınca yaralama suçundan suçlu bulunmuş ve cezası 1/2 oranında indirime tabi tutulmuştur. Karar, 2013/2447 K. numarasıyla onaylanmıştır.
Kanun Maddeleri:
– Türk Ceza Kanunu’nun 29. Maddesi (Tahrik hali)
– CMUK’nun 317. Maddesi (Katılma kararı olmadan mağdurun temyizi reddi)
– CMUK’nun 326. Maddesi (Kazanılmış hakların korunması)
1. Ceza Dairesi         2010/2553 E.  ,  2013/2447 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No: 1 – 2010/74142
    MAHKEMESİ : Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO: 21/10/2009, 2009/161 (E) ve 2009/233 (K)
    SUÇ : Kasten yaralama

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    1-19/08/2009 ve 11/09/2009 tarihli celselerde, sanıktan davacı ve şikayetçi olmadığını beyan eden mağdur Feti hakkında usulüne uygun olarak verilmiş bir katılma kararı da bulunmadığından, müşteki sıfatıyla yaptığı temyiz isteminin CMK.nun 317 madddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
    2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Coşkun”un mağdur Feti”ye yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin teşdiden ceza tayininin yersizliğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın halasının kızı Fethiye ile evli olan mağdurun olay tarihinden önce eşinden boşandığı, ancak eski eşini ve eşi ile ilgilenip korumaya çalıştığı için sanığı rahatsız etmeye başladığı, olaydan bir hafta önce Fethiye”nin evine giden mağdurun o sırada evde misafirlikte bulunan sanık ve eşinin de bulunduğu daireye zorla girmeye çalıştığı, kendisine engel olununca yanında getirdiği bidondaki benzini etrafa saçmaya başladığı, sanık Coşkun”un kendisine engel olarak bidonu ve çakmağı elinden alması ile mağdurun olay yerinden uzaklaştığı, ancak sanığa yönelik hakaretlerini artırarak sürdürdüğü, olaydan önce telefonla aradığı sanığa yine hakaret eden mağdurun olay günü sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halinde iken, sanık ve eşini yolda yürürken görmesi üzerine aracını durdurduğu, araç içerisinden dışarı seslenerek, sanığa ve yanında bulunan eşine hakaret etmeye başladığı, bunun üzerine mağdurun süregelen hakaretleri nedeniyle hiddete kapılan sanığın, üzerinde bulunan ruhsatlı tabancası ile mağdura doğru 1 el ateş ederek, göğüs bölgesinden isabetle vurup, akciğer yaralanması nedeniyle yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaraladığı, mağdurun ise arabasını hızlandırarak olay yerinden kaçtığı ve sanığın bu sebeple eylemine devam edemediği olayda;
    A-Sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve mağdur Feti”yi öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde yaralama suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,
    B-Kabule göre de;
    Mağdurdan kaynaklanan ve tahrik oluşturan söz ve eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında alt ve üst sınırlar arasında üst sınıra yakın bir ceza indirimi yerine 1/2 oranında indirim yapılarak fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), kurulan hükümde sanık aleyhine temyiz bulunmadığından CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 25/03/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.