Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2013-2004-Esas-2013-4323-Karar-Sayili-Ilami


Kasten öldürme – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/2004 Esas 2013/4323 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2013/2004
Karar No: 2013/4323
Karar Tarihi: 11.06.2013

Kasten öldürme – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/2004 Esas 2013/4323 Karar Sayılı İlamı

Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bir karara göre, sanığın kasten öldürme suçu işlediği kabul edilmiş ve cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtilmiştir. Ancak sanık, akıl hastası olduğu iddiasıyla rapor aldırmıştır. Bu raporlar arasında çelişki bulunduğu için, sanığın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından muayene edilmesi ve sonucuna göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın hak yoksunluğuna karar verilirken TCK’nın 53/1-c bendindeki hakları kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiği düşünülmediği için, kararın kısmen bozulması kararlaştırılmıştır.
Detaylı Kanun Maddeleri:
– CMUK’nun 318. maddesi: Katılanın hak ve yetkisi bulunmadığı durumlarda vekilinin duruşmalı inceleme isteminin reddedilmesini öngören kanun maddesi.
– TCK’nın 53. maddesi: Ceza verilen kişinin hak yoksunluğuna uğramasını düzenleyen kanun maddesi.
1. Ceza Dairesi         2013/2004 E.  ,  2013/4323 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No : 1 – 2012/210733
    MAHKEMESİ : Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO : 05/07/2012, 2011/237 (E) ve 2012/202 (K)
    SUÇ : Kasten öldürme

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    l-a-) Katılanın hak ve yetkisi bulunmadığından, katılan vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK”nun 318. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
    b-) Oluşa, dosya kapsamına ve gösterilen gerekçeye göre; sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma öneren düşünce benimsenmemiştir.
    c-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu”nun Dairemizce de benimsenen 10/02/2004 tarih ve 4-296/27 sayılı kararı gereğince, kısa kararda yargılama giderlerinin miktarı gösterilmemiş ise de; sanıktan alınmasına karar verildiği ve gerekçeli kararda da denetime imkan verecek şekilde yargılama giderlerinin ayrıntılı olarak gösterildiği anlaşıldığından kısa karardaki eksiklik mahallinde tamamlanabilir nitelikte görülmüştür.
    d-) 23/12/2011 tarihli duruşma tutanağının 1. ve 2. sayfasının zabıt katibi tarafından imzalanmamış olması mahallinde tamamlanabilir nitelikte eksiklik olarak görülmüştür.
    2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın “kasten öldürme” suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde
    eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin suçun niteliğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılan vekilinin suçun niteliğine, Cumhuriyet Savcısının haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanık Hilmi hakkında, müşahadeye tabi tutulmadan sadece muayenesi ile Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 05/12/2011 tarihli raporda sanığa şizofreni tanısı konularak akıl hastası olduğunun belirtildiği, müşahadeye alındıktan sonra Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesinin 16/03/2012 tarihli ve 4. İhtisas Kurulunun 30/04/2012 tarihli raporlarında sanığın cezai sorumluluğunu etkileyecek veya ortadan kaldıracak nitelikte akıl hastalığının tespit edilmediğinin ve sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için, sanığın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından muayene edilmesi suretiyle rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi yerine, eksik inceleme sonucu yazılı biçimde karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında TCK”nun 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilirken TCK”nun 53/l-c bendindeki hakları kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin, katılan vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, re”sen de temyize tabi olan hükmün, kısmen tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçe ile (BOZULMASINA), 11/06/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.