N.. D..”i kasten yaralamaktan ve sövmekten sanık O.. K..”nun bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin (BAKIRKÖY) Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26/09/2007 gün ve 187/219 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA
1)Sanık Orçun hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre usuli bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yasal savunmaya, tahrikin varlığına, temel cezanın alt sınırdan tayin edilmesi gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak;
Oluşa, dosya içeriğindeki delillere, Adli Tıp Kurumu Bakırköy Şube Müdürlüğü”nün 07/07/2004 tarihli rapor içeriğine göre, sanığın, yeğeninden dolayı olaydan bir yıl önce tartıştığı mağduru 26/01/2004 tarihinde yolda gördüğünde küfür edip, bıçak ile sol göğüs bölgesinden kalp yaralanması meydana getirerek, hayati tehlike geçirip, 45 gün iş ve gücünden kalacak şekilde bir isabetle vurduğu, bıçağın parçalanarak üç parça halinde yere düştüğü olayda, meydana gelen zararın ağırlığı ve engel durumun varlığı dikkate alındığında sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmakla, mağdurun nüfus kayıt örneği dosyaya getirtilip, suç tarihinde 5237 sayılı TCK.nun 6/1-6 maddesi kapsamında çocuk olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK hükümlerinin birbirleriyle karşılaştırılması, lehe olan uygulamanın belirlenmesi ve buna göre uygulama yapılması suretiyle öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
2)Hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun”un 562 maddesi uyarınca değiştirilen 5271 sayılı CMK.nun 231 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında; ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkartılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak, tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 03/02/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.