Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2011-6342-Esas-2013-6274-Karar-Sayili-Ilami


Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/6342 Esas 2013/6274 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2011/6342
Karar No: 2013/6274
Karar Tarihi: 13.11.2013

Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/6342 Esas 2013/6274 Karar Sayılı İlamı

Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2011 tarihli ve 2010/26 (E) – 2011/16 (K) sayılı kararına göre; sanık Şeyhmus, mağdur Feyzi’ye borçlu olduğu para nedeniyle tartışma yaşamış ve yanında getirdiği av tüfeği ile mağdura ateş açarak ağır şekilde yaralamıştır. Apelasyon aşamasında, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları yerinde görülmüş ve hüküm bozulmuştur. Kararda, sanığın kasten yaralama suçu işlemeyi amaçladığı ancak av tüfeği ile yapılan atışın sonucu ölümü önleyebilecek kadar şiddetli olmadığı için, suçun kasten yaralama olarak nitelendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanık hakkında ağırlaştırılmış yaralamadan dolayı hüküm verilirken, kemik kırığı nedeniyle artırımın uygulanmamasının yanı sıra haksız tahrik hükümlerinin de eksik ceza tayinine neden olduğu belirtilmiştir. Son olarak, hüküm uyarınca sanık hakkında koşullu salıverme tarihine kadar altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden mahrum bırakılması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun maddeleri:
– Türk Ceza Kanunu’nun 36. maddesi: \”Kasten işlenen bir suçu açıklıkla belirleyen yasada, suçun kanunî tan
1. Ceza Dairesi         2011/6342 E.  ,  2013/6274 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No : 1 – 2011/160531
    MAHKEMESİ : Mardin 1. Ağır ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO : 25/01/2011, 2010/26 (E) ve 2011/16 (K)
    SUÇ : Kasten yaralama

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    A) Sanık müdafiinin ceza miktarı itibari ile yasal şartları taşımayan ve süresinden sonra gerçekleşen duruşmalı inceleme talebinin CMUK”nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
    B) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Şeyhmus”un mağdur Feyzi”ye yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik incelemeye, sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Oluşa ve dosya içeriğine göre, mağdurdan alacaklı olan sanığın olay günü alacağını istemek için mağdurun çalışmış olduğu tarlaya gittiği, burada mağdurdan alacağını istediği, ancak mağdurun parasının olmadığını ve daha sonra vereceğini beyan etmesi üzerine, yanında getirmiş olduğu 12 numara fişek atan av tüfeği ile yakın mesafeden mağdurun bacağını hedef alıp bir el ateş ettiği, açılan ateş sonucu sol femurda 5.(ağır) derecede kırığa, geniş doku defektine, organlarından birisinin işlevinin sürekli olarak zayıflamasına ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde mağdurun yaralandığı, mağdurun yardım istemesi üzerine de sanığın pişmanlık duyarak mağdurun yarasını sardığı ve hastaneye götürmek için çağrılan araca mağduru taşımaya yardım ettiği olayda, av tüfeği ile yakın mesafeden bacağa yönelik yapılan atışlarda, toplu saçma girişi ile geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana geldiğinin bilinen bir durum olması nedeniyle, somut olayda kullanılan silahın etkili mesafeden vahim sonuçlar meydana getirmeye elverişli olması, atış mesafesi ve meydana gelen yaranın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, ancak sanığın aktif bir davranışta bulunarak ölüm sonucunun gerçekleşmesini engellediği anlaşılmakla;
    1) Sanığın aslında kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturan eyleminin 5237 sayılı TCK”nun 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü uyarınca kasten yaralama olarak değerlendirilmesi gerekirken, TCK”nun 36. maddesi tartışılmaksızın doğrudan kasten yaralama olarak suçun vasıflandırılması,
    2) 5237 sayılı TCK”nun 44. maddesi gereğince aynı eylem nedeniyle oluşan birden fazla neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralamada sanığın, en ağır netice doğuran artırım nedeninden sorumlu tutulması gerektiği, bu nedenle sanık hakkında hayati tehlike nedeniyle 87/1. maddesinin (d) bendinin uygulanması halinde ayrıca kemik kırığı nedeniyle 87/3. maddesi nedeniyle artırım yapılamayacağının gözetilmemesi suretiyle fazla ceza tayini,
    3) Mağdur ve sanık arasındaki alacak-borç ilişkisinin hukuki anlaşmazlık niteliğinde olduğu ve haksız tahrike konu olamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
    4) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK”nun 53. maddesinin uygulanması sırasında, 53/1. maddesinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiğinin düşünülmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK’nun 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 13.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.