Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2011-8318-Esas-2012-10019-Karar-Sayili-Ilami


Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/8318 Esas 2012/10019 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2011/8318
Karar No: 2012/10019
Karar Tarihi: 26.12.2012

Kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/8318 Esas 2012/10019 Karar Sayılı İlamı

Sanık Sabri, mağdur Nurettin’e karşı nitelikli kasten yaralama suçunu işlemiş ve bu suçun sübutu kabul edilmiştir. Sanığın savunması inandırıcı bulunmamış ve dosyada herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak, sanığın eylemiyle ortaya çıkan suç kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın tekerrüre esas cezaları nedeniyle TCK’nun 58. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahsedilmiştir. Kararın sonunda, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
-TCK’nun 81/1, 35. maddeleri
-TCK’nun 58. maddesi
-CMK’nun 226. maddesi
1. Ceza Dairesi         2011/8318 E.  ,  2012/10019 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No : 3 – 2010/148787
    MAHKEMESİ : Bafra Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO : 17/02/2010, 2009/52 (E) ve 2010/45 (K)
    SUÇ : Kasten yaralama

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Sabri hakkında mağdur Nurettin”e karşı nitelikli kasten yaralama eyleminin sübutu kabul, takdiri indirim nedeninin bulunmadığı ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı nedenlerin derecesi takdir kılınmış, sanık savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazları ile sanık müdafiinin sübuta, usule, takdiri indirim nedeninin bulunduğuna, TCK.nun 58. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    A-Oluş ve dosya içeriğine göre; olay günü, sanığın, kendisine ait araç ile arkadaşının düğün törenine katıldıktan sonra, evine gitmek için oradan ayrıldığı, aynı düğün törenine katılan ve sanığın arkadaşları olan tanıklar Hüseyin, Metin ve Uğur”un da; sanığın arkasından iki araç ile yola çıktıkları; sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasında; aracı ile ana yolda seyrederken, tali yoldan ana yola kontrolsüzce geçen tanık Eyüp”ün yönetimindeki araca çarpmamak için manevra yapıp, kornaya bastığını, kavşakta yanan kırmızı ışıkta durduğu sırada, tanık Eyüp”ün, yönetimindeki aracı yanına durdurarak, mağdur Nurettin ile birlikte araçtan indiklerini ve akabinde kendisini darp ettiklerini beyan ettiği; bu esnada aracı ile olay yerine gelen tanık Hüseyin”in, mağdur Nurettin ve tanık Eyüp”ü darp ettiği; sanığın ise; aracından aldığı bıçak ile mağdur Nurettin”i sol kalça, sol dirsek ve sol arcus kosta bölgesinden yaralayıp, mağdurda, batından aldığı yara nedeniyle yaşamsal tehlikeye yol açacak şekilde diyafragma kesisine sebebiyet verdiği, mağdur Nurettin”in aldığı bıçak darbeleri neticesinde, yere düşüp etkisiz hale gelmesi üzerine, sanığın, icrai hareketlerine son vererek, suç mahallinden aracı ile uzaklaştığı olayda; yaraların yeri, sayısı ve nitelikleri, sanığın; mağdurun yere düşüp etkisiz hale gelmesi üzerine icrai hareketlerine son vermesi hususları dikkate alındığında; sanığın, eylemi ile ortaya çıkan suç kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında TCK.nun 81/1, 35. maddeleri uyarınca öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, vasıfta hataya düşülerek yazılı şekilde nitelikli kasten yaralama suçundan hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi;
    B-Sanığın, tekerrüre esas cezaları nedeniyle ek savunma hakkı tanınmadan TCK.nun 58. maddesinin uygulanması suretiyle CMK 226 maddesine muhalefet edilmesi,
    C-Uygulamaya göre de, sanık hakkında TCK.nun 58. maddesinin uygulanması sırasında tekerrüre esas olan ilamda, “en ağır cezaya ilişkin hükmün”; tekerrüre esas alınması ve temyize konu hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
    Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet Savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 26/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.