1. Ceza Dairesi 2012/4785 E. , 2012/9049 K.
“İçtihat Metni”
Tebliğname No : 1 – 2012/177041
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 05/03/2012, 2006/106 (E) ve 2012/53 (K)
SUÇ : Çocuğu öldürme
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların maktule yönelen eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Ahmet müdafiinin bir nedene dayanmayan, Cumhuriyet Savcısının her iki sanık yönünden TCK.nun 82/1-b maddesinin uygulanması gerektiğine, sanık Gülay müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
A) Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık Gülay”ın, katılan Mustafa ile gayri resmi birlikte yaşadığı, Yasin isminde nüfusa kayıtlı olmayan çocuklarının olduğu, sanığın, aralarında geçimsizlik meydana gelmesi nedeniyle katılanı terk edip hakkında öldürme suçundan beraat hükmü verilen sanık Fatma ile birlikte yaşayan sanık Ahmet”in yanına yerleştiği, olay günü sanıklar Ahmet ve Gülay”ın, çalıştıkları işyerinden sabaha karşı evlerine döndüklerinde nüfusa kayıtlı olmadığı için açık kimliği tespit edilemeyen ancak iki yaşlarında olduğu anlaşılan maktulü ağlaması nedeniyle dövdükleri, maktulün dövülme sırasında almış olduğu darbeler sonucu vücudunda ve özellikle kafa bölgesinde herhangi bir kemik kırılması meydana gelmemekle birlikte künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması nedeniyle öldüğü, 14.12.2004 tarihinde yapılan ölü muayene ve otopsi tutanağında kimlik tanığı olarak dinlenen ve hakkında beraat hükmü verilen sanık F.. T..”nın maktulün kendi çocuğu olduğunu belirtip, 14.12.2004 tarihinde kollukta şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde de bu hususu tekrar ettiği, sonraki aşamalarda bu beyanlarını geri alarak maktulün, sanık Gülay”ın çocuğu olduğunu bildirmesine karşın katılan M.. Ç..”ın 16.01.2006 tarihinde Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçesinde, maktulün sanık Gülay”dan olma çocuğu olduğu yönünde şüpheleri bulunduğundan bahisle maktulün kimliği konusunda gerekli incelemenin yapılmasını isteyip, duruşma aşamasında alınan beyanında bu isteğini yenilediği ayrıca dosya içeriğinde bulunan maktule ait fotoğraflar kendisine gösterildiğinde maktulün oğlu olmadığını bildirdiği gibi maktulün nüfusa kayıtlı olmadığı, açık kimliğinin belirlenmesine yarayacak herhangi bir başka belgenin de dosya içeriğinde bulunmadığı olayda;
Maktulün açık kimliğinin herhangi bir şüpheye yer verilmeksizin belirlendikten sonra, sanıkların maktulü yaralama kastıyla darp edip ölümüne neden oldukları gözetilerek, sanıklar hakkında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması yerine, maktulün açık kimliği belirlenmeksizin suç niteliğinde de yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sanık Gülay hakkında TCK.nun 82/1-d-e, sanık Ahmet hakkında TCK.nun 82/1-c maddesi uyarınca hüküm kurulması;
B) Kabule göre de;
Suç tarihinin 14.12.2004 olması nedeniyle 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 7/2.maddesi uyannca yapılan lehe kanun değerlendirmesinde, sanık Ahmet”in eylemine uyan ve 24-30 yıl aralığında hapis cezası öngörmesi nedeniyle, lehine bulunan 765 sayılı TCK.nun 448.maddesi uyannca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde ağırlaştırılmış müebbet cezası öngören 5237 sayılı TCK.nun 82/1-e maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık Ahmet müdafii ile sanık Gülay müdafiinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, re”sen de temyiz incelemesine tabi bulunan hükümlerin kısmen tebliğnamadeki düşünce gibi BOZULMASINA, 05/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
05/12/2012 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …. huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık G.. B.. müdafii Avukat ….. yokluğunda 06/12/2012 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.