Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2012-962-Esas-2012-4210-Karar-Sayili-Ilami


Kasten öldürmeye teşebbüs – kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2012/962 Esas 2012/4210 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2012/962
Karar No: 2012/4210
Karar Tarihi: 23.05.2012

Kasten öldürmeye teşebbüs – kasten yaralama – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2012/962 Esas 2012/4210 Karar Sayılı İlamı

Sanık Ü.G. tarafından mağdur B.K.’ya kasten yaralama suçu işlendiği, sanık D.G. tarafından mağdur S.K.’ya kasten yaralama suçu işlendiği ve sanık B.K. tarafından mağdur Y.G.’ye kasten yaralama suçu işlendiği iddialarıyla açılmış olan bir dava hakkında geri bırakma kararı verilmiştir. Sanıklar hakkında kurulan hükümler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek değerlendirme yapılması istenmiştir. Sanık Y.G. hakkında ise mağdur B.A.’yı öldürmeye teşebbüs suçu işlendiği iddiasıyla hüküm verilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda ceza tayini hatalı bulunmuştur. Mağdura verilen zararın ağırlığı da dikkate alındığından TCK’nun 35. maddesi uyarınca teşebbüs suçundan 10 yıl hapis cezası verilmesi yerinde görülmüştür. Kanun maddeleri ise 5271 sayılı CMK’nun 231/5. ve 231/12. maddeleri, TCK’nun 62. ve 35. maddeleridir.
1. Ceza Dairesi         2012/962 E.  ,  2012/4210 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No : 1/B – 2011/330259
    MAHKEMESİ : Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ ve NO : 26/04/2011, 2010/306 (E) ve 2011/98 (K)
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    1- Sanık Ü.. G.. hakkında mağdur müdahil B.. K..”yı kasten yaralama, sanık D.. G.. hakkında mağdur S.. K..”yı kasten yaralama, sanık B.. K.. hakkında mağdur sanık Y.. G..”i kasten yaralama suçlarından açılan dava ile ilgili olarak “5271 sayılı CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan”, 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/12 maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar temyizi kabil olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi bulunduğundan, mahallince değerlendirme yapılmak üzere, sanıklar haklarında bu suçlardan kurulan hükümler yönünden dosyanın incelenmeksizin mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE karar verilmiştir.
    2- Sanık Y.. G.. müdafii, mağdur müdahil B.. K.. ve Cumhuriyet Savcısının temyiz talepleri üzerine, sanık Yusuf hakkında B.. K..”yı öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Y.. G..”in mağdur müdahil B.. K..”yı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrik ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yasal savunma koşullarının bulunduğuna, eksik incelemeye, suç vasfına, tahrik nedeniyle daha fazla indirim yapılması gerektiğine vesaireye, mağdur müdahil B.A.”nin tahrik bulunmadığına, TCK.nun 62. maddesinin uygulanmasının isabetsizliğine, Cumhuriyet Savcısının sanık lehine tahrik hükümlerinin uygulanamayacağına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
    Ancak;
    Sanığın bıçakla vurarak mağdur müdahil B. A.”yi batın sağ üst kadran bölgesinde üç adet ve sağ lomber bölgesinde bir adet olmak üzere dört yerinden yaraladığı, bu yaralardan üç adedinin ayrı ayrı batına nafız olup, hayatını tehlikeye maruz kıldığı, kolesistektomi (safra kesesinin çıkarılmasına), karaciğerde kesiye ve uzuv tatiline neden olduğu anlaşılmakla; teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35 maddesi uygulanırken, meydana gelen zararın ağırlığıda dikkate alınarak, üst sınırdan ceza tayin edilmesi yerine, yazılı şekilde 10 yıl ceza verilerek eksik ceza tayin edilmesi,
    Yasaya aykırı olup, mağdur-müdahil B. A.”nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 23.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.