Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2013-253-Esas-2014-2121-Karar-Sayili-Ilami


Kasten öldürmeye teşebbüs – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/253 Esas 2014/2121 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2013/253
Karar No: 2014/2121
Karar Tarihi: 02.04.2014

Kasten öldürmeye teşebbüs – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/253 Esas 2014/2121 Karar Sayılı İlamı

Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29/03/2012 tarihli kararına göre, sanık İbrahim ile mağdur Uğur arasında kavga çıkmıştır. Mağdur Uğur, sanığın arabasının farını kırdığı için sanık aracıyla geri dönüp çarparak Uğur’u hafif şekilde yaralamıştır. Ancak mahkeme kasten öldürmeye teşebbüs suçundan sanığı suçlu bulmuştur. Mahkeme, kasten öldürmeye teşebbüs yerine kasten silahlı yaralama suçundan hüküm verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, mahkeme, sanık İbrahim’in hükümlü olduğu bir davadan dolayı cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri olarak ise TCK’nun 53. ve 58. maddeleri, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesi açıklanmıştır.
1. Ceza Dairesi         2013/253 E.  ,  2014/2121 K.

    “İçtihat Metni”

    Tebliğname No: 1 – 2012/137795
    MAHKEMESİ : Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO: 29/03/2012, 2011/210 (E) ve 2012/51 (K)
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    1-Sanığın Taşköprü Asliye Ceza Mahkemesi”nin 26.04.2006 tarihli, 2005/252 Esas, 2006/96 karar sayılı ilamı ile 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen hapisten çevrilmiş ve erteli olan 3.628.TL adli para cezasının 21.11.2007 tarihinde kesinleştiği ve tekerrüre esas olduğu anlaşılmasına rağmen TCK.nun 58. madde hükmünün uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın mağdura yönelik eyleminin sübutu kabul, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin derecesi ve niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    A-Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık İbrahim ile mağdur Uğur arasında tespit edilemeyen bir nedenle küslük bulunduğu, olay tarihinde mağdur Uğur”un tanık Mustafa ile birlikte yolda yürüdükleri sırada sanığın arkalarından araba ile gelmekte olduğunu görünce, tanık Mustafa”nın ıslık çalarak sanığı durdurduğu ve “abi bayramlaşalım sizi barıştıralım” dediği, mağdurun ise sanığa hakaret ederek eliyle vurup sanığın arabasının farını kırdığı, bunun üzerine sanığın aracı ile 50 metre kadar
    ilerleyerek geri dönüp araba ile çarpmak suretiyle mağduru yaşamsal tehlike geçirmeksizin sağ fibulada hayati fonksiyonları hafif (1) derecede etkileyecek çatlak oluşturacak şekilde yaraladığı olayda; taraflar arasında öldürmeyi gerektirir husumetin bulunmaması, sanığın mağdura çarptığı noktanın 8.metre gerisinde hız kesici tümseğin bulunması nedeni ile hızının fazla olmaması, engel hal bulunmamasına rağmen eylemin sürdürülmemesi, özellikle hayati bölgelerin hedef alındığını gösterir, her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmaması karşısında kemik kırığına neden olacak şekilde kasten silahlı yaralama suçundan hüküm kurulması gerekirken, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b-5237 sayılı TCK”nun 53.maddesinin uygulanması sırasında 53/1-c maddesindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından kısıtlılık süresinin belirlenmesinde kendi altsoyu üzerindekiler ile diğer kişiler üzerindekiler arasında bir ayrım yapılmaması,
    c-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK”nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 02/04/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.