Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2015-2880-Esas-2016-1194-Karar-Sayili-Ilami


Kasten öldürmeye teşebbüs – hakaret – 6136 sayılı Yasaya muhalefet – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/2880 Esas 2016/1194 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2015/2880
Karar No: 2016/1194
Karar Tarihi: 14.03.2016

Kasten öldürmeye teşebbüs – hakaret – 6136 sayılı Yasaya muhalefet – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/2880 Esas 2016/1194 Karar Sayılı İlamı

Mahkeme, sanığın kasten yaralama suçu işlediği sonucuna vararak, mahkumiyetine hükmetti. Olayda, sanığın mağdura yönelik kastının öldürmeye yönelik olduğu iddiasının kuşkulu olduğu ve eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu belirlendi. Sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle ceza indirimi yapılması gerektiği, ancak bu indirimin yeteri kadar uygulanmadığı tespit edildi. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK.nun 81, 35/2, 62, 125/1-4, 43, 52, ve 86/1; CMK.nun 231/5 ve 317; 6136 sayılı Yasaya muhalefetin 15/1 maddesi.
1. Ceza Dairesi         2015/2880 E.  ,  2016/1194 K.

    “İçtihat Metni”

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, hakaret, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Katılan sanık … hakkında;
    TCK.nun 81, 35/2, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası
    TCK.nun 125/1-4, 43, 62, 52. maddeleri uyarınca 2180 TL adli para cezası, CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
    – 6136 sayılı Yasanın 15/1, TCK.nun 62 maddesi uyarınca 5 ay hapis ve 400 TL adli para cezaları, CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
    Katılan sanıklar … ve … hakkında; …”ı yaralamaktan TCK.nun 27/2. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    1)Sanık … hakkında mağdurlar … ve…”e yönelik hakaret ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından 5271 sayılı CMK”nun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olup temyiz kabiliyetleri bulunmadığından, bu hususta mahallince değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür.
    2)Sanık … müdafiinin;
    a)Süresinden sonra gerçekleşen ve ceza miktarı itibariyle yerinde görülmeyen duruşmalı inceleme talebinin CMUK”un 318. maddesi uyarınca;
    b)Yasal süresinde verdiği 26/03/2014 tarihli süre tutum dilekçesi ile hükmü sadece sanık sıfatıyla temyiz ettiği anlaşılmakla, yasal süreden sonra katılan sıfatıyla 16/04/2014 tarihinde yaptığı temyiz isteminin CMUK”un 317. maddesi uyarınca;
    Reddine karar verilmiştir.
    3)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …”in mağdur …”ye yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık … ile mağdur … arasında trafikte yol verme meselesinden dolayı tartışma çıktığı, çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine sanığın üzerinde bulunan bıçakla mağduru göğüs solda toraksa nafiz olup pnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde tek darbeyle yaraladığı olayda;
    A)Darbe sayısının tek oluşu, engel bir durum bulunmamasına rağmen sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi ve hareketli kavga ortamında sanığın doğrudan mağdurun göğüs bölgesini hedef seçerek eylemini gerçekleştirdiğine yönelik yeterli delil bulunmaması gözetildiğinde, sanığın mağdura yönelik kastının öldürmeye yönelik olduğu hususunun kuşkuda kaldığı, eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve bu nedenle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK”nun 86/1. maddesi uyarınca neticeye etkili olacak şekilde temel ceza belirlenmesi suretiyle kasten yaralama suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
    B)Olayı gören tarafsız tanık bulunmaması, olayın gelişimi konusunda her iki tarafın da birbirlerini suçlamaları ve taraflar arasında yaşanan tartışmada ilk haksız hareketin kimden geldiğinin kesin olarak tespit edilememesi karşısında; sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle 1/4 ile 3/4 arasında ceza indirimi öngören TCK”nun 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, mağdur … ve arkadaşı …”in oluşa uygun düşmeyen ve aşamalarda değişen beyanlarına itibar edilmek suretiyle haksız tahrik hükümleri uygulanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 14/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.