Kastı aşan yaralama sonucu ölüme neden olma – nitelik hırsızlık – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/5178 Esas 2016/251 Karar Sayılı İlamı
               Esas No: 2015/5178
Karar No: 2016/251
Karar Tarihi: 26.01.2016            
Kastı aşan yaralama sonucu ölüme neden olma – nitelik hırsızlık – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/5178 Esas 2016/251 Karar Sayılı İlamı
“İçtihat Metni”
Tebliğname No	: 1 – 2015/318599
MAHKEMESİ	: Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO	: 14/05/2013, 2011/465 (E) ve 2013/176 (K)
SUÇLAR		: Kastı aşan yaralama sonucu ölüme neden olma, nitelik hırsızlık
TÜRK MİLLETİ ADINA
  1-Oluşa ve dosya içeriğine göre, olay gecesi alkol alan ölenin, gecelerini geçirdiği hanın önüne geldiği, ancak hanın kapısının kapalı olması nedeniyle bekçiyi telefonla aramaya çalışmasına rağmen, bekçiye ulaşamadığı, bunun üzerine sanıklardan yardım istediği, sanıkların da bekçiyi arayıp ulaşamadıkları, ölenin sanıklara çorba içmeyi teklif etttiği, beraber çorbacıya giderlerken sanıkların öleni darp etmeye başladıkları, cep telefonunu aldıkları, öleni itekleyerek yere düşürdükleri, ölenin yere düşme ya da darpın etkisiyle sol  kolunun kırıldığı, travma sonrasında mevcut bulunan kalp hastalığının aktif hale gelmesi sonucu  hastanede iki gün sonra öldüğü olayda, ölenden sanıklara yönelik haksız tahrik oluşturan söz ve davranışın bulunmamasına rağmen  sanıklar hakkında haksız tahrik dolayısıyla indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
                2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar H.. G.. ve T.. E..”in, ölen Mehmet”e karşı kastı aşan yaralama sonucu ölüme neden olmak  suçu ile  cep telefonu alma eylemlerinin sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına  uygun şekilde kısmen suç vasıfları tayin edilmiş, eleştiri nedeni saklı kalmak üzere kusurluluğu etkileyen sebeplerden haksız tahrikin nitelik ve derecesi ile takdire ilişen cezayı azalıcı sebep takdir kılınmış, savunmaları  inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri,                  
düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Tuğrul müdafiinin eksik incelemeye, vasfa, haksız tahrikin derecesine, sanık Hakkı müdafiinin eksik incelemeye, sübuta  yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının  reddiyle, 
A-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015  tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın  TCK”nun 53. maddesindeki   iptal edilen bölümleri nazara alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama  yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK”nun 322. maddesindeki  yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarındaki 5237 sayılı Yasanın TCK”nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin “”Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararındaki hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK”nun 53/1-2-3  maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, sanıklar H. G. ve T.. E..”in, ölen Mehmet”i kastı aşan yaralama sonucu ölüme neden olmak  suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak  (ONANMASINA),
           B-Sanıklar H. G. ve T.. E..”in, ölen Mehmet”e karşı nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan  incelemede,
a-Oluşa ve dosya içeriğine göre, eylem ve irade birliği içerisinde hareket eden sanıkların zorla maktulden telefonunu alma eylemlerinin nitelikli yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hırsızlık suçundan hüküm kurulması,
                    b-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85  sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın  TCK”nun 53. maddesindeki iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,                             
                   Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA sanıklar hakkında aleyhe temyiz olmadığından CMUK”nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 26/01/2016   gününde oybirliği ile karar verildi.