Yargitay-1-Ceza-Dairesi-2016-5922-Esas-2018-354-Karar-Sayili-Ilami


Kasten öldürmeye teşebbüs – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/5922 Esas 2018/354 Karar Sayılı İlamı

Esas No: 2016/5922
Karar No: 2018/354
Karar Tarihi: 06.02.2018

Kasten öldürmeye teşebbüs – Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/5922 Esas 2018/354 Karar Sayılı İlamı

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 1. Ceza Dairesi 2016/5922 E. ve 2018/354 K. sayılı kararında, sanık tarafından kasten öldürmeye teşebbüs suçu işlendiği tespit edilmiştir. Sanık suçun sübutunu kabul etmiş ve TCK’nun 82/1-e, 35/2, 29, 62, 53. maddeleri uygun şekilde 5 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Kararın bozulması gerektiğine karar verilmiş ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Olayda sanık ile mağdur arasında yaşanan duygusal durumlar nedeniyle telefonla hakaretlerin olduğu, sanığın bıçak çıkartarak mağdur üzerine yürüdüğü ve mağdurun üzerindeki kurusıkı tabancayı kullanarak ateş ettiği ve sanığın kaçtığı tespit edilmiştir. Sanığın cezasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yapılması, ve katılana yönelen haksız eylemler nedeniyle eksik ceza tayini yapılmaması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, TCK’nun 35, 29, 53. maddelerine atıfta bulunulmuştur. TCK’nun 35. maddesi kasten öldürmeye teşebbüs suçu için sınırları belirlerken, TCK’nun 29
1. Ceza Dairesi         2016/5922 E.  ,  2018/354 K.

    “İçtihat Metni”

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
    HÜKÜM : …”ı öldürmeye teşebbüsten TCK.nun 82/1-e, 35/2, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 5 ay hapis cezası.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …”un, katılan …”a karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin, sanık hakkında tahrik indirimi yapılmaması gerektiğine, sanık müdafinin, usule, suç vasfına, meşru savunmaya, meşru savunmanın aşılmasına, TCK.nun 28. maddesinin uygulanması gerektiğine, tahrik nedeniyle yapılan indirimin az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine;
    Ancak;
    Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık … ile katılan …”ın, … adındaki tanıkla duygusal arkadaşlıkları nedeniyle olay öncesinde telefonla karşılıklı hakaret ve tehditler yaşandığı, olay günü sanık …”un tanık …”yı görmek amacıyla tanığın evinin önüne gittiği, orada katılan … ile karşılaştıklarında kavgaya başladıkları, kavga sırasında sanığın bıçağını çıkartarak katılana doğru savurmaya başladığı, katılanın da üzerindeki kurusıkı tabancayı çıkartarak ateşlediği, sanığın bunun üzerine koşarak olay yerinden kaçtığı, katılanın sırt, omuz, dirsek ve yanak bölgesinden 7 defa bıçak darbesinden sırt sol 12. kosta hizası ve sırt sol skapula medialindeki iki adet bıçak darbesinin hayati tehlikeye neden olduğu olayda;
    a)Teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası gerektiren TCK”nun 35. maddesi ile uygulama yapılırken, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine hiç isabet olmayan hallerde uygulanabilecek şekilde en alt sınırdan hapis cezası verilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
    b)Katılandan sanığa yönelen haksız eylemler nedeniyle, 1/4″ten 3/4″e kadar cezadan indirim öngören TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari sınıra yakın bir oranda indirim yapılması yerine, yazılı şekilde 1/2 oranında indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    Kabule göre de;
    24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK”nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 06/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.