TÜRK MİLLETİ ADINA

Maktulün annesi …’ün katılan sıfatı almak istediğini beyan ettiği halde, bu konuda bir karar verilmediği anlaşılmış ise de, Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK”nin 237/2. maddesi uyarınca, suçtan zarar gören maktulün annesi …’ün kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmiştir.
Sanık … müdafiinin 1 haftalık yasal süre içindeki temyiz isteminden sonra sanık …’ün cezaevinden gönderdiği 14.05.2019 tarihli dilekçesi ile cezasının onanmasını istediği anlaşılmakla, bu talep CMK”nin 266. maddesi uyarınca temyizden vazgeçme olarak kabul edildiğinden, sanık müdafiinin temyiz talebinin CMUK”un 317. maddesi gereğince REDDİ ile, hükümler katılanların temyiz talebi ile ve kasten öldürme suçu yönünden re’sen incelenmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ün maktul …’ye yönelik kasten öldürme ve mağdur katılan …’e yönelik kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, tahrikin varlığına ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunması değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin; tahrik indirimi yapılmaması gerektiğine ve sair sebeplere yönelen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1) Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay tarihinde sanığın ikametinde bulunduğu sırada maktul ve ailesinin bulunduğu komşu ikametten gelen yüksek sesler üzerine evde ağabeyinin uyumakta olduğundan bahisle maktulün ailesine seslenerek onları uyardığı, kısa süre sonra ise maktulün sanık ile konuşmak istediğini söylemesi üzerine sanığın dışarı çıktığı ve maktulün sanığa kendilerinin uzun zamandır burada yaşadığını, kendilerine karışamayacağını söylediği ve bunun üzerine yaşanan tartışmanın her iki aile arasında büyüdüğü ve kavga ortamının meydana geldiği, maktul ve ailesi tarafından sanığın ailesiyle yaşadığı ikamete yönelik zarar verme eyleminin gerçekleştirildiği ve kapı camında olay yeri inceleme raporunda da belirtildiği üzere cam kırıkları olduğu, sanığın eve girerek babasına telefon ettiği ve babasını çağırdığı, sanığın babasının olay yerine geldikten sonra diğer taraf ile konuşmak istediği ancak tartışmanın kavgaya dönüştüğü, evden kavgayı izleyen sanığın eline aldığı bıçak ile dışarı çıkarak kavgaya dahil olduğu ve maktul ile mağdur katılan …’i yaraladığı, maktulün hayatını kaybettiği, Mahmut Edip’in ise basit tıbbi müdahele ile giderilir şekilde yaralandığı olayda, maktul ve mağdur katılandan sanığa yönelen haksız tahrik oluşturan söz ve davranışların ulaştığı boyut karşısında sanık hakkında TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik indiriminin asgari seviyeye yakın tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde asgari oranda indirim yapılarak fazla cezaya hükmolunması,
2) 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete”de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK”nin 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Hususları kanuna aykırı olup, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceden farklı olarak BOZULMASINA, 19.11.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.