TÜRK MİLLETİ ADINA

Mahkemece ortaya konulan kabul ve gerekçeler, olaydan sonra olay yerinde tutulan tutanaklar, olaydan hemen sonra alınan ve tarafsız oldukları anlaşılan tanıklar …, … ve polis memuru tanık …”ın beyanları ile yine olay sırasında …”in yanında bulunan tanık …”in aşamalarda tutarlı beyanları karşısında, sanıklar …, …, … ve …”nin atılı suçtan beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, bu sanıklar yönünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …”in mağdur …”e yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık …”in eylemini meşru müdafaa koşulları altında gerçekleştirdiği, sanıklar …, …, … ve … hakkında atılı suçtan açılan kamu davalarında elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümlerde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan sanık … müdafiinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemedeki yasal savunmaya, haksız tahrik bulunduğuna, sanık …”ın mahkumiyeti gerektiğine, katılan … vekilinin beraat eden sanıklar yönünden sübuta, vekalet ücretine, eksik incelemeye Cumhuriyet savcısının beraat eden sanıklar yönünden sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
A)- Sanık … hakkında kasten yaralama, sanıklar …, …, … ve … hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı olarak ONANMASINA,
B)- Sanık … hakkında nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın aralarında husumet bulunan mağdur …”a elverişli sopa ile saldırarak baş ve yüz bölgesine defalarca vurduğu, akabinde kaçmaya çalışan mağduru kovalayarak eylemini ısrarla sürdürdüğü, olaya müdahale eden polis memuru tanık … ve olay yerinde bulunanların müdahalesi ile eylemine son verdiği, mağdurun aldığı darbeler neticesinde kafatası çoklu çökme ve kaide kırıklarına, sağ göz perforasyonu ve gözde işlev kaybına, maksilla ve burun kırığına, 2 adet diş kaybına, hayati tehlike geçirmesine, 6. derece kemik kırığına, yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda; sanığın kullandığı el verişli silah, darbe sayısı ve şiddeti, meydana gelen harabiyetin niteliği, taraflar arasındaki husumet ve engel sebebin varlığı nazara alındığında, sanığın eylemi ile oraya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü ile TCK”nin 81,35 maddeleri uyarınca kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek yasada öngörülen ceza aralığının üst sınırından cezalandırılması yerine, suç vasfının belirlenmesinde hataya düşülerek nitelikli kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii, katılan vekili ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, bozmadan önce aleyhe temyiz bulunmadığı nazara alınıp CMUK”un 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA,
Bozmanın mahiyeti, ceza miktarı ve temyiz incelemesi dışındaki tutukluluk süresi nazara alınarak tahliye talebinin reddine, 07/07/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.
07/07/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …”ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat …”ün yokluğunda 09/07/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.