Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/123 Esas 2022/8595 Karar Sayılı İlamı
           4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/123
Karar No: 2022/8595
Karar Tarihi: 13.06.2022            
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/123 Esas 2022/8595 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2020/123 E. , 2022/8595 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR 
Davacı vekili; davacıya ait araca göçmen kaçakçılığında kullanıldığı iddiası ile Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığınca 09/07/2004 tarihinde el konulduğunu ve kamu davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas ve 2010/132 karar sayılı ilamı ile aracın iadesine karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini,  ancak yapılan araştırmada aracın kayıp olduğunun tespit edildiğini ve iadenin gerçekleşmediğini belirterek, uğranılan zararın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; olayda idareye atfedilebilir bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, aracın ruhsat sahibine iadesine karar verilmesine rağmen  iade edilmemesi nedeniyle davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle ıslah edilmiş haliyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, haksız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nın 27. maddesi uyarınca da taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkı kapsamındaki bu düzenleme, emredici nitelikte olup, mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. 
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 02/03/2016 tarihli ıslah dilekçesinin, davalı vekiline tebliğ edildiğine dair dosyada belge bulunmamaktadır. Islah bir usul işlemi olup ıslaha karşı başvurulabilecek haklar tebliğ işlemi ile başlamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi uyarınca ıslah dilekçesinin tebliği zorunlu olup davalı tarafın, davacının ıslah taleplerine karşı diyeceklerini bildirme imkanı tanınması gerekirken, ıslah dilekçesi tebliğ edilmeyerek, davalının savunma hakkının kısıtlanması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine  göre  davalının  diğer  temyiz  itirazlarının  bu  aşamada  incelenmesine  yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.